14 Mayıs 2008 Çarşamba

50. Uefa Kupası sahibini buluyor

başlıktan da anlaşılacağı üzere 50. Uefa Kupası sahibini buluyor.Severim böyle gazete ağzıyla konuşmayı.Azcık açayım konuyu

Efendim malumunuz İskoçyanın Glasgow Rangers ve Rusya'nın Zenit takımı Uefa kupasında finale yükselmişti ya hani.hah işte o final bu akşam

tarihlerinde ilk kez Uefa kupasında final gören iki takımın maçı Mancesheter'da Manchester City'nin sahası olan City of Manchester Stadı'nda yada Türkçe mealiyle Manchester şehir stadında oynanacak
çok mu aradılar acaba bu ismi,baya zor olmuştur bunu düşünmek di mi
neyse işte efendim bu stadımız 2002 Commonwealth oyunları için hazırlanmış ve 2003ten itibaren Manchester City takımı tarafından kullanılmakta olup; İngiltere'nin kapasite olarak 5. büyük stadıdır.
-İlk 4 ne Donnie, noolur söyle
-ilk 4 mü ? ilk 4 şey ya, dur bakayım bi sayayım
1.Wembley, 2.Old Trafford,3.Emirates, 4 neydi hah st.james's park
aklınızda bulunsun diye şeyettim
Manchester Şehir Stadyumu arkadaşımız Uefa tarafından 4 yıldızlı stadlar arasında sayılmış.
-Diğer 4 yıldızlılar ne Donnie, beş yıldızlılar hangileri noolur söyle.
- aa konuyu dağıtıyorsunuz ama sonra bir ara söylerim, ama seneye UEFA finalinin oynanacağı Şükrü Saracoğlu Stadımız 5 yıldızlıdır hahayt ve bir de İngiltere'de 5 yıldızlı sadece Old Trafford var yaa bir kere de hahayt; ama öte yandan Atatürk Olimpiyat Stadıyla beraber 2 tane 5 yıldızlı stadyumumuza rağmen yalnızca 2001deki Galatasarayın uefa şampiyonluğumuz var o kadar; hahaytlarımı yemek zorundayım

ya ne diyorduk nerlere geldi konu ya
bi durun da anlatayım
-Uefa finali diyorsun abi
-eyvallah birader
işte bu seneki Uefa finali Zenit ve Rangers arasında oynanacak ve onların ilk finali bu
daha önce Rusyadan Uefa şampiyonu çıkarken İskoçyadan çıkmamış.Rusyanınki daha taze zaten, 2005te CSKA şampiyon olmuştu ya hani işte o.İskoçyadan da daha önce UEFA finali gören iki takım var biri Dundee Unitedmış, diğeri de Mourinhonun Porto'suna kupayı kaptıran caaanım Celtic.Celtic'in 2 şampiyon kulupler kupası finali oynayıp 1'inde şampiyon kulupler kupasını aldığını ve Rangers'in daha yeni siftahının olduğunu bir kere daha aktarayım bir Celticli olaraktan.

-ya onu bunu boşver de şu takımlar finale nasıl geldiler onu anlat hele bi
-tamam tamam anlatayım.şimdi Zenit; Everton,AZ,Nurnberg ve Larisanın olduğu grupta Everton ve Nurnberg'in ardından 3. oldu ve C grubunun birincisi Villarealle eşleşti.İlk maçı İspanyada 2-1 kaybetse de ikinci maçı 1-0 aldı ve 4. tura yükseldi.Bu sefer rakibi şampiyonlar liginde Beşiktaşın grubundaki Marsilyaydı.İlk maçı deplasmanda 3-1 kaybetse de evinde 2-0 aldı ve çeyrek finale çıktı.Bu defa da Galatasaray'ı 5 atarak eleyen Leverkusen'e deplasmanda 4 atarak evinde de 1-0 yenerek yarı finale geldi
veee artık yolun sonu denildi çünkü rakip Bayern Münih'ti
ama onu da elediler hemi de deplasmanda 1-1 berabere kaldıkları kupanın en büyük favorisini evinde 4-0'la darmadağın ederek
ve finale kaldılar
finale kalana kadar tüm eleme maçlarını önce deplasmanda oynamışlar,ilginç valla

Rangers ise bildiğimiz gibi Şampiyonlar Liginde 3. olarak geldi
B grubunu Atletico Madridin ardından 2. bitiren Panathinaikosla evinde 0-0 berabere kalsa da deplasmanda 1-1 beraberlikle Werder Bremenin rakibi oldu.Werderi kendi sahasında 2-0 yenip deplasmanda 1-0 yenilmesine rağmen çeyrek finale kaldı.Çeyrek finalde de kendi sahasında golsüz berabere kaldığı S.Lizbonu deplasmanda 2-0'la geçti
Yarı finalde de 0-0 sona eren iki maçın ardından penaltılarla Fiorentinayı eledi ve finale kaldı
Rangers da tüm eleme maçlarını öne evinde sonra deplasmanda oynamış, bu da ilginç

Turnuvanın şu ana kadarki gol kralları ise 10'ar golle Bayern Münihten Luca Toni ve Zenitli Pogrebnyak
e tamam işte Pogrebnyak bu maç gol atar tek başına kral olur diyorsunuz ama ı ıh, bu maçta cezası nedeniyle oynayamayacak
bu akşamki UEFA finalini İsveç'li Peter Fröjdfeldt yönetecekmiş.38 yaşındaki bu abimizin ilk finali olsa da kendisi ayrıyeten Euro 2008'de görev yapacak 12 hakemden birisi
-diğer 11'i kim Donnie?
-...........
- ee tamam abi final diyordun
- bu kadar işte.akşam izlersiniz gerisini
maç 21.45'te başlayacak ve biz de Show TV'den canlı izleyebileceğiz

ha unutmadan
seneye UEFA kupası finali Şükrü Saracoğlu Stadyumunda
valla bak yeminle

11 Mayıs 2008 Pazar

BİR FOTOĞRAFA


Karşımdasın işte...
Bana bakmasan da oradasın, görüyorum seni.
Ah benim sevdasında bencil, yüreğinde sağlam sevdiğim.
Kalbime gömdüm sözlerimi, ceset torbası oldu yüreğim.
Tıkandığım o an,
Elimi nereye koyacağımı şaşırdığım o an işte,
Aklımdan o kadar çok şey geçti ki takip edemedim.
Ellerim boşlukta, ben darda kaldım.
Ellerim buz gibi, ben harda kaldım.
Bir senfoni vardı kulağımda çalınan,
bitti artık hepsi...

Köşeme çekildim, hani hep kaldığım köşeme.
Bakış açım belli oldu yine.
Geride kalan, ardından bakar gidenlerin.
Bir meltem olacak rüzgarım dahi kalmadı benim.
Dağlara çarptım her esişimde.
Yollara küfrettim her gidişinde.

Demiştim sana hatırlarsan:
-Önemli olan "zamana bırakmak" değil,
"zamanla bırakmamak"tir..�
Şimdi bana, geçen o zamanın
Unutulmaz sancısı kalır

şampiyon Caferağada belli olacak

TBBL Playoff Final Serisi 4. Maçında Galatasaray Fenerbahçeyi 71-62 mağlup ederek seride durumu 2-2 yaptı.Serinin son maçı Çarşamba günü Caferağada oynanacak.Maçta Fenerli bayanlar biraz fazla gergindiler.Böyle maçlarda genelde gergin olanlar kaybederler bu maçta da öyle oldu.Işılın sürüklediği Galatasarayda da Vickie Johnson gerçekten alkışı hakediyor.37 yaşında olan basketbolcu bu maçta da 29 sayı ile oynadı.Hakikaten yaşına göre muazzam bir oyun.

dediğim gibi serinin son maçı Caferağada
ve kazanan takım şampiyon olacak
her ne kadar Işıl hayranı olsam da
her ne kadar iki takımın bu mücadelesi gerçekten Türk basketbolu için müthiş birşey olsa da
Fenerliyim abi ve Caferağada Kadıköyde Galatasarayın şampiyon olmasını istemiyorum
Fenerin daha iyi ve daha tecrübeli kadrosu var
son maç elinden geleni yapsınlar ve sezonu şampiyon tamamlasınlar

bir de Allah aşkına birisi formasını değiştirsin
ikisi de koyu formalar,göz yoruyor


SALON: Ayhan Şahenk Spor Salonu

HAKEMLER: Mehmet Keseratar, Ozan Çakar

GALATASARAY (71) : Vickie Johnson 19 (6 ribaund, 10 asist), Işıl Alben 9 (8 ribaund, 2 asist), Petra Ujhelyi 12 (10 ribaund, 1 asist), Sarıye Gökçe 2, Sophia Young 25 (9 ribaund, 2 asist), Didem Sarıca 3 (1 asist), Esra Şencebe 1 (3 ribaund, 3 asist)

FENERBAHÇE (62) : Volnaya 5 (4 ribaund, 3 asist), Esmeral Tunçluer 6 (3 ribaund, 1 asist), Birsel Vardarlı 11 (3 ribaund, 5 asist), Nevriye Yılmaz 8 (3 ribaund, 2 asist), Sutton Brown 13 (4 ribaund), Cappie Pondexter 11 (4 ribaund, 3 asist), Ebony Hoffman 8 (3 ribaund, 1 asist)

1.PERİYOT: 18-15
2.PERİYOT: 12-14
3.PERİYOT: 21-10
4.PERİYOT: 20-23

Şampiyon Galatasaray

Süper Ligin 50. şampiyonu Galatasaray oldu.İki hafta önce Ali Sami Yen'de Fenerbahçeyi yendikleri gün şampiyon olmuşlardı ancak işte kesinlik bugüneymiş.Sezonun son maçında Oftaşı Hakan Şükür ve Hakan Baltanın golleriyle yenen sarı kırmızılılar kendi taraftarı önünde 17. şampiyonluğunu elde etti.Gol kralı ise Fenerin "yedek golcüsü" " genç" Semih
Sezonun son haftasının sonuçları
bu sonuçların ardından Galatasaray ve Fenerbahçe şampiyonlar ligine Beşiktaş ise UEFAya katılmaya hak kazandı.Düşen takımlar ise daha önceden belli olduğu gibi Kasımpaşa,Manisa ve Rize oldu.
2007-2008 Sezonu Türkcell Süper Lig Puan durumu şu şekilde


8 Mayıs 2008 Perşembe

Şampiyon Fener !!!



Aroma Erkekler Voleybol Birinci Ligi'nde, play-off final serisinin 3. maçında Halk Bankası'nı 3-1 yenen Fenerbahçe, seride durumu 3-0 yaptı ve 2007-08 sezonunun şampiyonu oldu.Voleyboldaki ilk şampiyobnluğumuz
geçen sene çok istemiştik ama olmadıydı
Caferağa büyülü bir salon,taraftar takımı daha çok ateşliyor ve takım da taraftarı anlıyor sanki
oyuncularımızdaki hırs inanç ve istek gözyaşartan cinstendi
heleki Aslan,aslanım benim be dedirtti (en azından bana)
maç sonu taraftar için bu taraftar dünyanın en büyük taraftarı diyen Aslan ligin de en iyi pasörü seçildi.Grbic ligin en değerli oyuncusu olurken, Gomez de en iyi smaçör ve en skorer oyuncu ödülü ile ödülendirildi.
Halk Bankası'ndan Hasan en iyi libero, David Lee de en iyi blokçu ödülüne layık görüldü.

Maç sonu şampiyonluk kupası bir ara tribünlerdeydi,elden ele gezdi (belki de gerçek sahiplerinin elinde) sonra da tekrar sahaya indi
Kupadan sonra ligi de aldık.Şimdi sırada Eczacıbaşı var,seneye de bayanlar hesabını görür

Şampiyon Real,en büyük Real ;alkışlayın ulan Barcalılaaarrr !!!


Real 4-1 Barcelona

El Classico şampiyonun oldu.3 gün önce Osasuna deplasmanında aldığı galibiyetle 31. şampiyonluğunu kazanan Real Madrid , Barcelona maçına şampiyon apoletiyle çıktı,şampiyon gibi oynadı,şampiyona yakışır noktaladı.
13. dakikada Raul "nefis klas bir gol"le la ligadaki bu sezonki 18. golünü yazarken,21de Robben kafayla ilk yarı skorunu belirledi.İkinci yarı Real kasırgası devam ederken, 63. dakikada, geçen hafta son dakika golüyle şampiyonluğu getiren Higuain ,oyuna girdiğinden 1 dakika geçmeden golünü attı ve skoru 3ledi.76da kral "Rıdvan" Nistelrooy efsane kaptan Raulun yerine oyuna girdi ve o da girer girmez golünü attı.Robinhonun ortasını Puyol eliyle kesince hakem Perez Burrull beyaz noktayı gösterdi penaltıyı kullanan Nistelrooy Reali 4-0 öne geçirdi.87de Henry güzel bir golle skoru belirledi.4-1
maçta uzatma dakikalarında Xavi kırmızı kartla oyun dışında kaldı

maçla ilgili diyeceğim ilk şey bu Valdez tam bir şerefsiz.Marceloya tekmeyi basıyor yerlerde kıvranıyor ahlaksız terbiyesiz denyo bak nasıl sinirlendim ya.hanım tansiyon ilaçlarımı getir !!!

doğduğumdan beri Realliyimdir.ilk defa Barcanın bu kadar ezim ezim ezildiğini gördüm
Barca biraz şanslı olsa 5 yerdi
ama yok şanstan başka birşey vardı,naptılar klisiye gidip okundular mı acaba,efsunlu olsalar anak bu şekilde kurtulabilirdi
valla yatıp kalkıp bu skora şükretsinler

aga Real ne oynuyor ya
bir hücuma kalkıyorlar televizyon başında ben korkuyorum,o ne hız, o ne çok adamla katılım,o ne pas
oley çekiyordu İspanyollar her pasta ama
bir matador bile boğayla bu kadar dalga geçmemiştir

onlara yetişemedim ama sanki sahada Di Stefano, Puskas, Gento,Kopa vardı.Beyaz formayla sahaya çıkan Real , futbol olarak da şov olarak da "los merengues" idi
maçın yıldızı dersek de Diarra diyeyim.
şampiyonluk yarınlaraaa kaldıııııı
gördün mü Barca, mahamadou diarraaaamı

Barca bu sonuçla ikincilik şansını da kaybetti


Stad: Barnebau
Hakem : Alfonso Perez Burull

Real Madrid:
(4) Casillas, Marcelo, Heinze, Pepe, Ramos, Diarra, Gago, Robben (61' Higuain), Guti (72' Robinho), Sneijder, Raul (76' Van Nistelrooy)

Barcelona:(1) Valdes, Abidal, Marquez (46' Sylvinho) (60' Edmilson), Puyol, Zambrotta, Xavi, Toure, Messi Gudjohnsen (23' Dos Santos), Krkic, Henry

Gol : 13' Raul,21' Arjen Robben,63' Gonzalo Higuain,78' Ruud Van Nistelrooy (penaltı) - 87' Thierry Henry

6 Mayıs 2008 Salı

geçse de yolumuz bozkırlardan, denizlere çıkar sokaklar..

Ben, halkımın kurtuluşu, Türkiye'nin tam bağımsızlığı için savaştım. Sizler beni tanıyorsunuz. Bir yıldan beri, bu bir avuç sömürücüler, vatan satıcıları, işbirlikçiler; ellerindeki bütün imkanlarla, bizi dışardan yardım gören, beyinleri yıkanmış, vatan haini, dışardan emir alan, bölücü, anarşist diye tanıtmaya ve halkımızdan bizi koparmaya çalıştılar. Bu bir avuç azınlığa göre vatanseverlik; vatan satmak, yabancılarla işbirliği yapmak, NATO'yu, Amerika 'yı savunmak, 6'ıncı Filo 'yu ağırlamak, milyonlarca köylünün geçimi olan haşhaş ekimini elinden almak, işçinin grev hakkını engellemek. Amerika 'ya ve emperyalizme hizmet etmektir. Biz bunlara karşı çıktık. Bunun için; biz vatan haini, onlar vatansever oldular. Bizi, bu mücadelemizden dolayı, güya adil mahkemelerinde yargılayan ve yine adil kurumların eli ile asacak olanlar bilmelidirler ki; biz halkımızın kurtuluşu ve Türkiye'nin bağımsızlık mücadelesi uğruna, şerefimizle bir defa öleceğiz. Bizi asanlar ve astıranlar ise; her gün bin defa öleceklerdir.

Yusuf Arslan

Türk Genci, devrimlerin ve Cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.

Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, "Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir" diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, "demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek"

Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, "ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir."

İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!


Mustafa Kemal Atatürk
Bursa, 5 Şubat 1933


söyleyecek çok şey var fakat hem mümkün değil hem de sırası değil..


resim:Darağacında Üç Fidan - Cem Aydoğan

3 Mayıs 2008 Cumartesi

Sonsuza kadar yaşa FENERBAHÇE


Birinci dünya savaşının sonlarına doğru Fenerbahçe çok özel bir konuğu karşılamak için hazırlanıyordu.3 Mayıs 1918 günü Fenerbahçe kulübünde tarihi bir ziyaret gerçekleşecekti.Anafartalar Kahramanı MUSTAFA KEMAL arkadaşı Sabri Toprak'la birlikte uzun zamandır merak ettiği Fenerbahçe'yi tanımak için Kuşdili'ndeki kulüp binasına gelmişti.Atatürk kulüpte iki saate yakın kalır.Bu süre zarfında kulüp hakkında bilgi alır.Kulüp müzesini gezer.Mustafa Elkatipzade kulubün hatıra defterini getirir.Ve Atatürk kulüp defterine, Fenerbahçe için ebedi bir şeref olan satırlarını yazar.

"Fenerbahçe Kulübünün her tarafa mazhar-i takdir olmus bulunan asari mesaisini isitmis ve bu Kulübü ziyaret ve erbab-i himmeti tebrik etmeyi vazife edinmistim. Bu vazifenin ifasi ancak bugün müyesser olabilmistir. Takdirat ve tebrikatimi buraya kayd ile mübahiyim."


5.5.1334 (3.5.1918)
ORDU KUMANDANI
Mustafa Kemal


(Fenerbahçe Kulübünün her tarafta beğenilip değer verilen, ortaya çıkmış eser ve çalışmalarını duymuş ve bu kulübü ziyaret edip bu işte emeği, yardımı olanları tebrik etmeği görev edinmiştim. Bu görev ancak bugün yerine getirilebilmiştir. Takdir ettiğimi ve kutladığımı buraya kaydetmekle övünüyorum.)


Şeref defterini imzaladıktan sonra gitme vakti gelmiştir artık.Kulubün iskelesine iner.Kendisini Moda'ya götürecek olan tekneye binmeden önce (ki kürekte yine Mustafa Elkatipzade oturmaktadır), kulüp binasına doğru geri döner ve sağ elini havaya doğru kaldırarak "Fenerbahçe'ye ebedi muvaffakiyetler dilerim" der.Aslında Atatürk o an Fenerbahçe'ye ebedi muvaffakiyetler dilememiştir ebedi muvaffakiyetler emretmiştir.

ve işte o 3 Mayıs günü Fenerbahçe'nin tarihinde o kadar çok önem kazanmıştır ki 1907 senesinin Mayıs ayında kurulan Fenerbahçe kulubü bir kongresinde 3 Mayıs günü kulubün kuruluş günü kabul etmiştir.Ve bugün Fenerbahçe Spor Kulubü 3 Mayıs 1907 günü kulubün kuruluş tarihi olarak tarihe geçerken, 3 Mayıs 1918 günü de böylece ebedileşmiştir.


kökleri çınar
başı goğe kadar
her sabah özgürlüğe doğar Fenerbahçe

sonsuza kadar
onurlu uygar
bir tek tarihe sığar Fenerbahce

her yeni kuşak
bu emaneti
bayrak gibi iftiharla taşır soylu FENERBAHÇE
bayrak gibi iftiharla taşır bÜYÜk FENERBAHÇE

sonsuza kadar
yaşa FENERBAHÇE

Villa, Real'e


Marca yazmış bana da hemen atlamak düşer.David Villa'yı istemiş Real
ulan sabah sabah keyfim yerine geldi ha,Sihirbazı Realde veya Fenerde görmek ne güzel olur be
Raulun yanına Sihirbaz alınırsa Nistelrooyu da bize getirir medyamız veya belki de yönetim

az biraz anladığım kadarıyla Baptista + 25 milyon € önermiş.Valencia da "Nuh" diyerek reddetmiş bu teklifi.Real de peygamber dedirtebilmek için Getafede kiralık oynayan genç orta saha oyuncuları Esteban Granero ve Ruben de la Red + 30 milyon € teklif edecekmiş

valla Marca demiş ben değil
ama Villayı Realde görmeyi çok isterim,başkan Calderon inşallah okuyordur blogumuzu

Sonuç olarak

evet hem de çok
ABDnin Irak Halkına İsrailin Filistine yaptığını kendi vatandaşına yapan hükümeti ve polisi çoook seviyoruz

Yorumsuz


1 Mayıs 1977 Taksim Meydanı



1 Mayıs 2008 Taksim Meydanı

1 Mayıs POLİS bayramı

"1 mayıs" daha geldi geçti.İşçilerin Taksimde eylem yapmasını istemeyen hükümetin emriyle polis kahramanca savundu Taksimi düşmanlara karşı.Değmesin Taksimime namahrem eli emrini gerçekleştiren polis yetinmedi ve bombalarla,biber gazlarıyla,panzerlerle,coplarla ya da eline geçen tuğlalarla püskürttü "Allahsız goministleri".
Şişli Eftalin aciline gaz bombası atılması,yasal sendika DİSK'in genel merkezinin basılması, Cumhuriyet Gazetesinin bahçesinde iki gazetecinin basın kartını göstermesine rağmen dövülmesi vs. de bu şanlı savunmanın ekstralarıydı.Savaşta bile hastaneye dokunulmazdı ama olsun bu savaş başka savaş, düşman çok büyük, o yüzden normal bunlar.
sadece Taksime girmesi engellenmemeli , yürümesine hatta toplanmasına bile izin verilmemeli
hemen imha edilmeli bu devlet düşmanları
bence Taksime izin vermeliydi hükümet-i alimiz, onlar oradayken de atacaktınız bir kitle imha bombası bitti gitti
demokrasi budur
Türk demokrasi tarihine adı altın harflerle yazılan ve yazılmaya devam edecek olan AKP gelecek seçimde % 80 ile gelecek innnşallah.Durmak yok yola devam




Raging bull




açılış sahnesi ve müziğiyle bu kadar akılda kalıcı başka bir film yoktur heralde
Robert De Niro ve Martin Scorsese'nin başyapıtlarından biri
ve işte o müthiş açılış sahnesi

The Usual Suspects


Keaton always said, "I don't believe in God, but I'm afraid of him." Well I believe in God, and the only thing that scares me is Keyser Soze.

Verbal Kint - The Usual Suspects

izlediğim en muhteşem filmlerdendi.Zaten favori filmlerimin listesinde 2. sıradadır
sonu ise şaşırtıcı ve zekice
dehşet senaryosu ve sakatı oynayan Kevin Spacey oscarla ödüllendirilidiler
kesinlikle izleyin
belki bir ara vakit bulabilirsem daha da uzun değinebilirim
şimdilik fragmanıyla başbaşa bırakayım sizi

İstanbul Ağrısı


Kanatları parça parça bu ağustos geceleri

Yıldızlar kaynarken

Şangır şungur ayaklarımın dibine dökülen

Sen

Eğer yine İstanbul'san

Yine kan kopuklu cehennem sarmaşıkları büyüteceğim

Pançak pançak şiirler tüküreceğim

Demek yine ben


Limandaki direkler ormanında bütün bandıralar ayaklanıyor

Kapı önlerinde boyunlarını bükmüş tek tek kafiyeler

Yahudi sokaklarını aydınlatan Telaviv şarkıları

Mavi asfaltlara çökmüş

Diz bağlıyor

Eğer sen yine İstanbul'san

Kirli dudaklarını bulut bulut dudaklarıma uzatan

Sirkeci Garı'nda tren çığlıklarıyla bıçaklanıp

İntihar dumanları içindeki Haydarpaşa'dan

Anadolu üstlerine bakıp bakıp

Ağlayan

Sen eğer yine İstanbul'san

Aldanmıyorsam

Yakaları karanfilli ibneler eğer beni aldatmıyorsa

Kulaklarımdan kan fışkırıncaya kadar

Yine senin emrindeyim

Utanmasam

Gözlerimi damla damla kadehime damlatarak

Kendimi yani şu bildiğim Atilla İlhan'i

Zehirleyebilirim


Sonbahar karanlıklari tuttu tutacak

Tarlabaşı pansiyonlarında bekarlar buğulanıyor

İmtihan çığlıkları yükseliyor üniversite'den

Tophane İskelesi'nde diesel kamyonları sarhoş

Direksiyonlarının koynuna girmiş biçkin soförler

Uykusuz dalgalanıyor

Ulan İstanbul sen misin

Senin ellerin mi bu eller

Ulan bu gemiler senin gemilerin mi

Minarelerini kürdan gibi dişlerinin arasında

Liman liman götüren

Ulan bu mazot tüküren bu dövmeli gemiler senin mi

Akşamlar yassıldıkça neden böyle devleşiyorlar

Neden durmaksızın imdat kıvilcımlari fışkırıyor

Antenlerinden

Neden


Peki İstanbul ya ben

Ya mısralarını dört renkli duvar afişleri gibi boy boy

Gümrük duvarlarına yapıştıran yolcu abbas

Ya benim kahrım

Ya senin ağrın

Ağır kabaralarınla uykularımı ezerek deliksiz yaşattığın

Çaresiz zehirler kusan çılgın bir yılan gibi

Burgu burgu içime boşalttığın

O senin ağrın

O senin


Eğer sen yine İstanbul'san

Yanılmıyorsam

Koltuğumun altında eski bir kitap diye götürmek istediğim

Sicilyalı balıkçılara Marsilyalı dok işçilerine

Satır satır okumak istediğim

Sen

Eğer yine İstanbul'san

Eğer senin ağrınsa iğneli beşik gibi her tarafımda hissettiğim

Ulan yine sen kazandın İstanbul

Sen kazandın ben yenildim

Kulaklarımdan kan fışkırıncaya kadar

Yine emrindeyim

Ölsem yalnız kalsam cüzdanım kaybolsa

Parasız kalsam tenhalarda kalsam çarpılsam

Hiç bir gün hiçbir postacı kapımı çalmasa

Yanılmıyorsam

Sen eğer yine İstanbul'san

Senin ıslıklarınsa kulaklarıma saplanan bu ıslıklar

Gözbebeklerimde gezegenler gibi dönen yalnızlığımdan

Bir tekmede kapılarını kırıp çıktım demektir


Ulan bunu sen de bilirsin İstanbul

Kaç kere yazdım kimbilir

Kaç kere kirpiklerimiz kasaturalara dönmüş diken diken

1949 Eylül'ünde birader mirc ve ben

Sokaklarında mohikanlar gibi ateş yaktık

Sana taptık ulan

Unuttun mu

Sana taptık.




Attila İLHAN



Kitap mimi

Efendim Romanese mimlemiş; mime icabet gerek demişler.pek kitap okuyamıyorum bu aralar Beton vs. bölüm kitaplarını saymazsak
önceden de öyle çok fazla kitap okumazdım gerçi(bu kısımları çocuklarınıza okutmayın ki kötü örnekler görmesinler,siz de okumayın hatta ki ulan memleketin yetişen nesline bak bee diye küfrü basmayın ; ama napalım kardeşim vaktimiz mi oluyor, vaaadı da ben mi okumadım binaenalyh)


En çabuk biten : JRR Tolkien -Yüzüklerin Efendisi Kralın Dönüşü- (4 saat/407 sayfa)
Hayal kırıklığı : Wladimir Bartol - Fedailerin Kalesi Alamut
En akıcı siyasi kitap : Attila İLHAN- Hangi Atatürk (Kaptan piyasa Atatürkçülerini eleştirerek Atatürkçülüğü sorgulamış, kesinlikle okuduğum en iyi kitaptı)
Sonunu doğru tahmin ettiğim kitap : (hatırlayamadım)
Aynı şeyleri bin defa söyleyen : Mahir Kaynak
Başlayıp bitiremediğim: Turgur ÖZAKMAN -19 Mayıs 1999 Atatürk Yeniden Samsun'da
Beklemede: Attila İLHAN- Sultan Galiyef Avrasya'da Dolaşan Hayalet
Son okuduğum: Attila İLHAN - Gazi Paşa(Kaptan'ın son romanı)
Okuduğum : (Şu an şiir kitaplarından kafama estikçe şiirler okumak dışında kitap okuyamıyorum)
Okuyacağım : Attila İLHAN- Hangi Küreslleşme


Görüldüğü gibi koyu bir Attila İLHAN hayranıyım.
neyse mimi ileteyim
sendeyiz canaяino giallo, nyg , asaylar
hadi bakalım klavyenize kuvvet



dibe iliştirimiş not : resmi deviantArttan çarptım,haberiniz ola

2 Mayıs 2008 Cuma

Liverpool Barryi istiyor

Şampiyonlar Liginden elenen ligde de yine şampiyon olamayan Liverpool gözünü gelecek seneye dikti artık malumunuz.Seneye ligde şampiyon olmak gerek
yeter bu kadar çoluk çocuğa bıraktık meydanı
Manchester 12 yapacak bu sene , 6 ya düşürecekler farkı
neyse işte ilk transfer harekatı Aston Villada bu yıl çok iyi işler çıkaran 27 yaşındaki Garreth Barry.
17 kere milli olan ve orta sahanın solunda oynayabilen Barry için Aston Villa menajeri Martin O'neill da Crouch'u isteyecekmiş

İkinci Pettersburg Zaferi


Uefa kupası finalistleri belli oldu.Genel beklentinin aksine sürpriz bir final oldu.
İlk maç 1-1'in rövanşında Pettersburgda Bayren ve Zenit arasındaydı
Toni ve Kloseli Riberryli hayvani hücum gücüne sahip Bayernin bu maçı rahat alacağı ve favorisi olduğu Uefa kupası için Manchestera gideceğini düşünüyordum.Ama öyle olmadı işte
Klosenin çizgiden çıkan topundan sonra Zenit Bayern kalesine yüklenmeye başladı.Lucionun abuk sabuk bir faulu sonrası Zenit 4. dakikada 1-0 öne geçti.Buna yıllık Luciosun sırtı dönük birine orada faul mü yaplırmış.Faule maruz kalan Pogrebnyak'ın sert şutu barajın arasından geçerken Kahn topa hiçbir müdahalede bulunamadı

Zenit 1-0 öne geçti
olsundu.Bayern bir gol atardı
atamadı Zenit attı
Zyrianov 39. dakikada öyle bir vücut çalımıyla ceza sahasına girdi ki,kaleiyle karşı karşıya kalıp şutunu attığında top bile gol olmak istemiştir ,bak o derece yani

olsundu,Bayern 2 gol atabilirdi daha 50 dakika vardı
ilk yarı bitti
olsundu ikinci yarı atardı
atamadı Zenit attı
53te Fayzulinin kafası skoru 3-0 yaptı
ee maç böyle mi bitti ya
ı ıh 73te Dominguezin çabasıyla Pogrebnyak skoru 4-0 yaptı ve maç böyle bitti
valla mı
hı hı,Bayern 4-0 yenildi ya da Zenit 4-0 yendi
vaay be
ama Pogrebnyak final maçında oynayamayacak
velhasılı 1942'den sonra Almanlar bir kez daha Pettersburgdan boynu bükük ayrıldı

gecenin diğer maçı ise klasik İtalyan takımı Fiorentina ile önemli eksikleri nedeniyle kaç maçtır vatan millet Glasgow savunma yapmak zorunda kalan Rangers arasındaydı.Rangers bu maçta da golsüz beraberlikle maçı penaltılara götürdü ve Manchestera penaltıların neticesinde giden takım oldu.

final maçı 14 Mayısta

1 Mayıs 2008 Perşembe

"Bir Mayıs" daha geldi

1 Mayıs polis ve "ayak takımının" bayramı kutlu olsun.Dikkat etsinler de bir gün o ayaklar kendilerini çiğnemesin

Superclassico yaklaşırken









"el Burrito"

ne Uğur'muş be

Sevilla maçında Fenerbahçeyi inceleyen Avram Grant Uğur Boralı durdurmak için sağ beke Essieni koymuştu.Bak hala devam ediyor Essieni sağ bekte oynatmaya..

Uğura saygısızlık olmasın ama Essienin ilk sağ bek deneyimizi bizim maçta olmadı ki
sanırım İlker Yasin hiç Çelsi maçı izlememiş daha önce

ah Riise ah


malesef
son 4 yılda 3. kez karşılaştığımız Çelsiye bu defa yenildik ve kupaya yarı finalde veda ettik
maç hakkında fazla konuşamayacağım yetiştirmem gereken yazılar ve projeler var
sadece şunu diyeyim maçla ilgili
ilk maç olmadık pozisyonda Riise kendi kalesine atmasaydı şu an finaldeydik
sağlık olsun

finalin adı Manchester- Chelsea oldu
Premier Ligde de aynı puanla şampiyonluk mücadelesi veren iki takımın final maçı 21 mayısta Moskovanın Luzniki Stadyumunda

Stad: Stamford Bridge(Chelsea)
Hakem : Roberto Rosetti (İtalya)

Chelsea:
(3) Cech - Essien,Carvalho,Terry,Cole - Cole(90'Anelka),Lampard(119' Schevcenko),Makalele,Ballack,Kalou(70'Malouda) - Drogba

Liverpool :(2) Reina - Arbeola,Carragher,Skertel(22'Hyppia),Riise,-Alonso,Mascherano,Benaoyun(78'Pennant),Gerrard,Kuyt-Torres(71' 98'Babel)

Sarı kartlar : Arbeola,Alonso(Liverpool)

Gol :
33' D. Drogba , 98' F. Lampard (pen.) ,105' D. Drogba (Chelsea)- 64' F. Torres ,
117' Babel (Liverpool)