16 Ağustos 2008 Cumartesi

O ŞANLI FORMAYI YERDEN KALDIR!


Üsteğmen sadık bey sabah kaltığında şifonyerin üstündeki bir gün önceden yıkanmış formasına baktı.eşi elleri ile yıkmıştı formayı. Burnuna götürdü temiz formayı. Sabun kokusunu ciğerlerine çekti. Esir ülkesinin en özgür kokan şeyyidi bu forma.Yorgun halkının büyük önder eşliğinde ilk uyanışlarına şahitlik ediyordu. Papazın çayırınde istiklal ve özgürlük nefesleri istanbuldan anadoluya yayılmıştı bile. İçin için halkın özgürlük simgesi olmuştu Fenerbahçe...

ÜSteğmen sadık son bir kez formasını giydi‚ potinlerinin iplerini sıkılaştırdı.formasındaki küçük delik dikkatini çekti‚ başını iki yana sallayarak hanımına kızacak gibi oldu ama vazgeçti. Son kez giymişti formayı çünkü o akşam göreve çıkacak ve sevdiği istanbuldan bir süreliğine ayrılacaktı. Kuruluşuna şahitlik ettiği‚ top koşturduğu Fenerbahçesine kim bilir ne zaman kavuşacaktı.
Ezan okunurken içinden dua etmeyi de ihmal etmedi. " Allahım yalvarırım bir gün bu sahada özgür halkımın aklışları ile ingilizleri yeneceğimiz günleri göster"Ellerini yüzüne götürdü duasını bitirdi. Papazın çayırına eğildi bir tutam çim koydu çantasının cebine. Kendi kendine de şöyle dedi :" Tıpkı sabah formamı kokladığım gibi özlem duyduğum her an bu çimleri koklayacağım. Allaha emante ol özgür halkım‚ Allaha emanet ol Fenerbahçem!"
Göreve gideceği yer suriye sınırındaydı. Pilot olan Sadık bey her zamanki göreve gidişlerindne daha farklı şeyler hissediyordu içinde.‚
Ailesi ile vedalaştı. İStabulu kızıla çalan bir akşamüstü gidiverdi Sadık üsteğmen. Uzun yolculuklardan sonra 10 günde ulaşabildi görev yerine. Telgrafla haber verdi ailesine.
İngilizlerin işgal ettikleri bölgelerde şiddetli çatışmalar meydana geliyor ve sürekli şehit haberleri birliklerin moralini bozuyordu.Sıra bana ne zaman gelecek diye sürekli sabırsızlanırken bir yandanda çok sevdiği kardeşi gibi gördüğü Zeki Rıza ile mektuplaşıyordu. Fenerbahçe‚ istanbul ve özlediği her şey hakkında Zeki Rıza´dan haber alabiliyordu. Çantasına koyduğu Papazın çayırından kopardığı çimler kurumuştu. Okuduğu kitabın arasında saklıyodu. Bazen mum ışığında hayaller kuruyor‚ görevini tamamladıktan sonra İstanbul´da o çayırda arkadaşları ile top koşturacağı günleri düşünüp heyecanlanıyordu.
Zeki Rıza İstanbul´da ingilizlerin halkı nasıl aşağıladığını‚ ne kadar zor günler geçirdiklerini sürekli yazıyordu. Sadık üsteğmen bir mektubunda aynen şunları yazıyordu " Çok sevgili kardeşim Zeki Rıza‚ bir gün o zulüm abidesi ingilizlerle ben olmadan maç yaparsanız senden tek temennim benim adıma da bir gol atmandır. Ölüm var kalım var bu sana vasiyetimdir"

Zeki Rıza bu mektubu aldıktan bir hafta sonra üzücü haberi almıştı. Sadık üsteğmen Taberiye Gölü´nde şehit düşmüştü. Ailesine şahsi eşyaları ulaştırılmıştı. Sadık ÜSteğmenin hanımı Zeki Rıza´nın kapısını çalarak ona bir paket vermişti. Zeki Rıza elleri titreyerek açtığı paketten çıkan şeyi gördüğünde kapının eşiğine yığılıvermişti. Paketten Sadık üsteğmenin şehit olduğu sırada askeri üniformasının altına giydiği ve tam kalbe denk gelen yerinde kurşun ve kan lekesi olan Şanlı Fenerbahçe Forması çıkmıştı!. Zeki Rıza ağlıyordu.

Yıllar yılları kovaladı ve 29 Haziran 1923 günü Taksim Stadında Fenerbahçe - İngiliz karması karşılaşıyordu.Zeki Rıza 60 ve 74. dakikalarda ağları havalandırıyor ve her gol atışında abisi gibi sevdiği Sadık ÜSteğmene bakar gibi gökyüzüne bakarak‚ vasiyeti yerine getirmenin buruk mutluluğunu yaşıyordu.General Harrington Kupası Fenerbahçe´nin olmuş‚ tüm istanbul halkı moral bulmuştu.Zeki Rıza bir nebze olsun rahatlamıştı. Sadık beyin Taksim stadının tam tepesinden kendini seyrettiğine emindi...

Sadece Sadık bey değil‚
Piyade Teğmen Nurettin Bey‚ Piyade Teğmen Haldun Bey‚ subay adayı Halim Bey yine subay adayı Kemal Bey de Çanakkalede şehit düşmüş Fenerbahçelilerdir. Deniz Teğmen Sabri Bey‚ Piyade Teğmen M.Münir Bey‚ Emirzade Arif Bey‚ Havacı Cevat Hüsnü Bey ve Havacı Üsteğmen Zeki Bey 1. Dünya Savaşının çeşitli cephelerinde ve Kurtuluş Savaşımızda şehit düşmüş Fenerbahçeli sporculardır.

Aradan yıllar geçti....2 Nisan 2008 günü Sadık beyin çimlerinde koparıp çantasına koyduğu papazın çayırının yerinde yükselen Şükrü Saraçoğlu stadında bir ingiliz ekibi ile Fenerbahçe karşılaşıyordu. Chelsea tüm ihtişamı ile karşımızdaydı. Sadık bey stadın gökyüzü bölümünde yerini almıştı.Karşılamayı Fenerbahçemiz kazandığında muhteşem golü atan Colin Kazım Sadık beyi dahada mutlu etmişti. Çünkü ingilterede doğup büyüyen ama Türk kimliğini hiç unutmamış bir oyuncu atmıştı gollerini. Ölmeden istanbulda iken tuttuğu dilek gerçek olmuştu. Özgür halkının alkışları arasında Papazın Çayırında Fenerbahçe bir ingiliz klübünü dize getirmişti. Belkide 90+2 de kısacık ciseleyen yağmır Sadık beyin göz yaşlarıydı.

Yine zaman geçti aradan. Fenerbahçe Partizan maçı. Colin Kazım oyundan alınıyor ve yedek kulübesine geçerken‚ Sadık Üsteğmenin‚ Piyade Teğmen Nurettin Bey‚ Piyade Teğmen Haldun Bey‚ subay adayı Halim Bey yine subay adayı Kemal Bey‚Deniz Teğmen Sabri Bey‚ Piyade Teğmen M.Münir Bey‚ Emirzade Arif Bey‚ Havacı Cevat Hüsnü Bey ve Havacı Üsteğmen Zeki Bey´in kanları ile ıslattığı o şanlı formayı yere fırlatıyordu.
Umarım sadık üsteğmen ve diğerleri orada değillerdir o anda... Umarım bunu görmemişlerdir.Ama ben gördüm.

Colin Kazım O ŞANLI FORMAYI YERDEN KALDIR!


Sevgilerimle

Ankaralı Apachi 06
ALINTIDIR !!!

blog comments powered by Disqus