16 Ağustos 2008 Cumartesi

Ateşler yakılmaya başlandı..



gözlerimde bir hayal..
gözlerimde bir şehir..
denizden içerilere geçiyorum bir rüzgar gibi..
gözlerimde bir stad
gözlerimde insanlar..
boyunlarında atkılar,üzerlerinde çubuklu formalar,dudaklarında Fenerbahçe..
dudaklarında aşk
dudaklarında sevda
dudaklarında coşku
dudaklarında kavga
haykırıyorlar Fener için
davullar çalmakta kimileri..
kimisinin meşale tutmaktan kimisinin bayrak tutmaktan kollarında laktik asit..
ama yorulduğunu bilmeden,ama sesinin kısıldığını bilmeden haykırıyorlar darağacında bile son sözleri olacak şeyi..
gölgeler giriyor görüntüye..
rakip taraftarlar değil bu karartı
polis değil
hayır bunlar bizden
iyice bakıyorum emin olmak için
evet bizim yöneticilerimiz ve başkanımız
10 yıldır takımı ihya edenler yani
ama neden karartı ki
daha güllük gülistanlık; daha sarı, daha lacivert olması gerekmiyormuydu görüntünün?
şaşıyorum,sonra şaşkınlığıma şaşıyorum şaşkın bir vaziyette
neden karartı peki
aklım ermiyor olanlara; aklım başka yerlere götürüyor beni
bilet kuyruğundayım
dün geceden beri mi ordayım sabahtan beri mi
ama bekliyorum
polis copu değiyor vücuduma; gülümsüyorum
aklım Fenerbahçe'mde,Fenerbahçe'mizde
sonra görüntü değişiyor
stada tırmanıyorum; zorlu ve meşşakatlı bir tırmanışın ardından görüyorum Papazın Çayırının büyüleyici yeşilliğini
sarhoş olmuş bir durumdayken sarı laci çubuklular arz-ı endam ediyor
kendimden geçiyorum iyice..
sonra manzara değişiyor..
gözlerimde şimdi modern bir stad; otel konforunda
çimler daha itinalı kesilmiş daha yeşil ama daha büyüleyici mi.. o an eskisi gibi büyüleyici gelmiyor
basamaklar yerine plastik koltuklar; daha sonra da daha konforluları konuluyor
çubuklular daha bir göz alıcı
daha sarhoş olmam gerekirken karartılar giriyor tekrar
alıyorlar elimizden pankartları
söküyorlar davulları
karartı dağılıyor marşlar çınlıyor kulağımda
ilahi bir ahenk gibi
bırakıyorum kendimi tezahurat nehrine
haykırıyorum onlarla beraber
sonra karartı..
sonra oturun yerinize deniliyor
elimize bir paket çekirdek veriliyor
alıyorlar meşalemizi konfetimizi
neden böyle oldu diye düşünürken haberler geliyor gerçek dünyadan
hayallerimden ayrılmak istemesem de kulak kabartıyorum olan bitene
kavgalar var tribünlerde
ortak sevdası ,herşeyi Fenerbahçe olanlar arasında kavga
neden böyle oldu diye düşünürken haberler gelmeye devam ediyor
Genç Fenerbahçeliler grubunu asimile etmeye çalıştıklarını görür gibi oluyorum
10 yılda takımı ihya edenlere başından beri destek vermiş grup düşman ilan edilmiş 10 yılda takımı ihya edenlerce..
sonra hayaller..
deplasmanlara giden otobüslerine biniyorum
öğrenci çoğu
harçlığından kesip gelmiş
bazılarının ailesinin haberi bile yok otobüste olduğundan
kimisi o gün sevgilisiyle buluşacaktı,kimisi eşini çocuğunu evde bırakmış
tek aşkı Fenerbahçeye koşmuşlar hepsi
düşünmüyorlar açlığı yoksulluğu parasızlığı
düşünmüyorlar sağlığını canını
düşünüyorlar sevdasını
düşünüyorlar..
haykırıyorlar akşamki maç öncesi sesinin kısılma ihtimalini düşünmeksizin
marşlar çınlıyor kulağımda
ilahi bir ahenk gibi
bırakıyorum kendimi tezahurat nehrine
haykırıyorum onlarla beraber..
sonra gerçek dünyadan havadisler geliyor
Fenerbahçenin yükselen güneşi Grup CK bildiri yayınlıyor
okuyorum tek tek hepsini şunlar yazıyor

Aşağıda yer alan bildirge son dönemdeki taraftar ve tribün sorunlarına yönelik olup, bildirgenin yayınlanması için uygun zaman dilimi beklenmiştir.

Fenerbahçe tribünlerinde yoğunlaşarak artan ve kabul edilebilirliğini çoktan yitirmiş, her fırsatta tribün kültürünün yok edilmesini amaçlayan baskıcı ve yasakçı bir dizi tavır alındığı aşikardır.


Son senelerde uygulanmaya başlayan bu baskıcı ve yasakçı zihniyetin yaptırımları, "Taraftar" olarak kulübünü maddi ve manevi anlamda desteklemekten başka amacı olmayan bizler tarafından ziyadesiyle hissedilmeye başlanmıştır. Türkiye`de kökünü halktan almış bir kulübün, halk ile bağını kopararak salt elit ve seçilmiş kişilerin kulübü yapılması üzüntüyle izlenmektedir. Bir başka ifadeyle Fenerbahçelilik gibi bir kavramın, tutku ve sevdanın yerine moda akımı yapılması sindirilememektedir.

Bu amaç doğrultusunda tribünün özüne ait bazı kavramların içi boşaltılmak istendiğini aleni olarak görülmektedir.Tribünlerimizin en eski ve köklü oluşumlarından GFB` nin, çeşitli hamlelerle tribünlerden yok edilmek istenmesine şahit olunmaktadır.1980 yılları ile birlikte vücut bulan, aynı zamanda "efsane maraton" olarak tabir edilen tribünü yıllarca ayakta tutmuş, Kadıköy ya da deplasman sınırı gözetmeksizin Fenerbahçe aşkı için kulübüne destek olmuş, en zor günlerde yönetimin yanında olmuş GFB grubunun yok edilme isteğinin ne için amaçlandığı merak edilmektedir.

Bulunulan makamların gereği olan ‘’sorun çözme’’ felsefesinin yerine, ‘’sorun yaratma’’ mantığının benimsenmesinin bulunulan mevkiler ile ne derece bağdaştığı kamuoyunun takdirine bırakılmaktadır. Kulübümüzde ve Türk Sporunda önemli devrimlere imza atmış Sn. Başkanın, konumunun gereği olarak uzlaşmacı bir tutumun aksine, her defasında ‘’tribüncü’’ kesimi dışlayıcı bir tavır sergilemesi tarafımızca anlaşılmamaktadır. Fenerbahçe’ yi Avrupa standartlarının üstüne çıkarmak amaç edinilirken, bu yükselişin salt para ile olmayacağı ve beraberinde maneviyat teşkil eden değerlerinde bulundurulması gerektiği kat-i doğruların ürünüdür. Ortak amaca, yani Fenerbahçe adına doğruya giden yolda en büyük gücün bölünmüşlük ve sevgisizlikle değil, uzlaşmacı ve bütünleyicilikle olacağı unutulmamalıdır.

Bütün bu sorunlar ekseninde, 1999 yılında salt Fenerbahçe sevdalıları tarafından kurulan grubumuzun Fenerbahçe adına üretme konusunda haz almama noktasına geldiği bizler için bir gerçektir. Bin bir emekle ve özveriyle gerçekleştirilen, menfaatsiz ve karşılıksız bir anlayış ile bezenen hizmetlerimiz, yaşanan genel sorunların gölgesinde kalarak ciddi bir rahatsızlık yaratmış durumdadır.Yaşanan bu sorunlar, Fenerbahçe adına üreteceklerimize bugünden ipotek koymaktadır.


Son olarak ... Tribünlerimizde yaşanan genel deformasyonun ana nedeninin birlikten yoksun oluşumuzun olduğu bariz olarak anlaşılmaktadır.
Şirket yönetmekle kulüp yönetmeyi bir tutan anlayışların, bizi biz yapan değerlerden anlamayacağı düz mantığın sonucuyken, omuz omuza olduğunu her fırsatta dillendiren kesimin yaşanan çeşitli ve sürekli sorunlar karşısında duyarsız ve pasif kalması tarafımızdan kabul görmemektedir.

1 Ekim 2006 tarihinde oynanan Bursaspor maçında vuku bulan ve günümüze kadar uzanan olaylar bir takım gerçekleri de beraberinde getirmiştir. Kişisel veya kurumsal hedeflerini Fenerbahçe ve Fenerbahçe tribünlerinin önüne geçirenlerin varlığı, bizleri bu tribünde birliğin olmayacağı mantığına yöneltmiştir. Bu düşüncenin ürünü olarak yıllardır içerisinde bulunduğumuz Taraftarlar Birliğinden, an itibari ile ayrıldığımız kamuoyunun bilgisi dahilinde olması gereken önemli bir noktadır. Yüreğindeki Fenerbahçe sevgisini belirli hesaplarla birlikte taşıyan, aynı yolda yürüdüğü insanları şahsi hesaplar ile yarı yolda bırakan, kişisel faydaları her fırsatta genel faydanın önünde tutan mantıkların kısmi olarak bulunduğu bir ortamda varolmak, bizlerin kendi değerlerine göstereceği saygısızlık olacaktır.
’’Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’’ mantığı ile, bugün ve dün olan kalıtsal sorunlara kayıtsız kalanlar şunu iyi bilmelidir ki; bu rüzgar hep aynı yöne esmeyecektir. Değerlerimizi kaybetmemize neden olan çeşitli tribün sorunlarına duyarsız kalanlar, er geç bu rüzgardan nasibini alacaktır.

Saygılarımızla...

Grup CK



tüylerim diken diken oluyor yüzüme bir gülümseme yerleşiyor
aklıma Beşiktaş Deplasmanındaki truva geliyor
valiliğin deplasman takımının taraftarına yani Fener sevdalılarına izin vermediği maç
300 kişi bilet alıyor Beşiktaş tribünlerinden
içlerinde olduğumu görüyorum hayalimde,gerçekten olamasam da
içimizde saklı çubuklular
kalbimizi sarmakta
içeri giriyoruz
maç başlamadan çıkartıyoruz üzerimizdekileri,sarı lacivert kalıyoruz
ışıktan korkan yarasalar gibi dağılıyor Beşiktaş taraftarları sarı laciverti görünce..
karartı..
Beşiktaş tribünlerinde bilet alıp izleyebilirler diyen Vali korkmuş
Beşiktaşlı Emniyet Müdürü salıyor polisleri üzerimize
ve dışarı çıkarılıyoruz; destek arıyoruz 10 yıldır Feneri ihya edenlerden
gözlerimiz umutsuzluğa saplanıp kalıyor
maç çıkışı karartı büyüyor
onlar bizim taraftarımız değildir diyor 10 yıldır Feneri ihya edenlerin ikincisi
taraftarlık ne o zaman diye düşünüyorum..
marşlar çınlıyor kulağımda
ilahi bir ahenk gibi
bırakıyorum kendimi tezahurat nehrine
haykırıyorum onlarla beraber..
sonra gerçek dünyadan havadisler geliyor

bir bildiri de Avrupadaki sesimiz EuroFeb yayınlıyor
başlıyorum onu da okumaya


Kuruluş amacı kulübüne tribün desteği vermek olan Eurofeb‚ son 5 yıldır tribün desteği yanında başka alanlarda da gücünün yettiği oranda Fenerbahcemize maddi manevi destek vermiştir.

Kurumsallaşan Fenerbahçemizin Avrupa`da her gecen gün söz sahibi olması bizlere gurur vermektedir.
Buna bağlı olarakta Avrupada tribün gücü oluşturmak üzere yola çıkan bizler‚ stadımızda her geçen gün azalan tribün desteğini üzülerek izlemekteyiz. Korkumuz‚ endüstriyel futbolun takımına her koşulda destek veren ve yaşam biçimini Fenerbahce olarak seçen insanların yavaş yavaş tribünlerde azalması‚ genç nesillerin bu bilinçten uzak yetişmesidir.

En son Fenerbahce tribünlerine sınırsız emeği gecmiş Genç Fenerbahçeliler grubunun bazı üyelerinin karşılaşmalardan men cezası aldığı açıklanmıstır. Bizler ceza alan bazı kişilerin ceza almalarına sebep olan olay mahalinde olmadıklarını biliyoruz.

Hiç bir şekilde stadımız içerisinde ya da dışarısında hoş olmayan olayları tasvip etmemekteyiz ancak olayların içinde bulunmayan insanların da ceza alması adil değildir.
Cezayı veren ve verilmesine vesile olan mercilerin‚ yanlış bilgilendirilmeleri sonucunda verildiğine inandığımız bu cezaların‚ kulübümüzün de yardımıyla kalkacağına ve suçsuz insanların ait oldukları yere yani Fenerbahçe tribünlerine geri döneceği umudunu taşımaktayız.

Avrupa`da bir çok büyük kulüpte olduğu gibi kulübümüzün tribün grupları ile sıkı işbirliği içinde olması en büyük temennimizdir. Bu diyalog bir çok yanlış anlaşılmayı ortadan kaldıracağı gibi organizasyonları kolaylaştıracak ve tribünlerimizin efsane günlerine dönmesini sağlayacaktır.


Fenerbahce kulübü ve taraftarı olan bizlerin en büyük şansı Aziz Yıldırım gibi bir başkana sahip olmamızdır. Başkanımızın her alanda olduğu gibi Fenerbahçe camiasının temel taşını oluşturan tribünlerimiz konusunda da eminiz ki yapabileceği çok şey vardır ve Başkanımızın katkısıyla eski efsane günlere dönmek hayal değildir.
Kombine karti olan renkdaşlarımızın koltuklarında oturarak ya da kimseyi engellemeden ayakta maç seyretmeleri en doğal haklarıdır. Stadımızın belirli bölümlerinin ayakta maç izlemek ve maç boyunca susmadan bağırmak arzusunda ki taraftara ayrılması‚ bu durumun tüm taraftarlara duyurulması ve belirli bölümlerin bilet fiyatlarının (kombinelerinin) ülkemiz ekonomik koşullarına göre belirlenmesi‚ eminiz ki bir çok sorunu ortadan kaldıracaktır.

Fenerbahce Başkanlığı sıfatını başarıyla‚ onurla taşıyan bir lider olarak kendisinden bu gidişata son verecek hamleleri yapmasını rica ediyoruz.


Tüm Tribünlerin Birliği ve Dirliği adına


EuroFeb




gülümseme devam ediyor
hayaller de
sonra yakın geçmişten bir haber..
tutuklama kararı çıkartılmış GFBliler için
Başkana çok yakın olan bir adamın genel yayın yönetmenliğini yaptığı gazetede terörist yaftası asılmış Gönülden Fenere bağlı olanlara..
askerlerimize kurşun sıkanlarla çoluk çocuk dinlemedn masum insanları katledenlere aynı kefeye konulmuşlar
acaba Fener sevgisi terör suçları kapsamına mı giriyor diye düşünürken sorular beliriyor beynimde..
neden yönetim bu hakarete bu küfre bu hayasızlığa tepki gösterip taraftarına sahip çıkmıyor
şaşıyorum.. şaşkınlığıma şaşarak..
marşlar çınlıyor kulağımda
ilahi bir ahenk gibi
bırakıyorum kendimi tezahurat nehrine
haykırıyorum onlarla beraber..
sonra gerçek dünyadan havadisler geliyor

Fenerbahçenin aydınlık gençliği 1907 Unifeb yayınlıyor bir bildiri
Tribünler Taraftarlarıyla Güzel diyorlardı ve devam ediyorlardı



Üç sezon önce tribünlerdeki gidişattan rahatsız olduğumuz için mabedimizde açtığımız pankartta bu sözler yazılıydı. Bu sözler, sadece bir tribün grubu olmayan 1907 ÜNİFEB’in tribün konusundaki değişmeyen duruşunun özetidir. Biz, üniversiteli gençler, Fenerbahçe’nin aydınlık geleceği olma amacıyla çıktığımız bu yolda en başından beri bu duruşumuzun arkasındayız. Ancak, son yıllarda kulübümüzün Avrupa’da en büyük olma yolunda attığı adımları desteklerken, bunun sonucunda eriyen taraftarlık ruhu ve ayrıca iç yüzüne tam olarak hakim olamadığımız bazı tribün olayları karşısında kaygılanmaktayız.

Üzüntümüz odur ki; yitip gitmekte olan, bir zamanların efsanesi Fenerbahçe tribünlerinden başka bir şey değildir.


Bizler, aynı renklere aşık insanların, konumu ve sıfatı ne olursa olsun Fenerbahçe etrafında tek bir yumruk olacağı günlerin hayaliyle yaşıyor ve bunu arzuluyoruz. Hayallerimizi gerçeklere dönüştüreceğimiz güne kadar, aynı dik duruşu sergileyeceğimizi ve bu anlamda üzerimize düşenleri eksiksiz yerine getirme gayretinde olacağımızı da kamuoyunun bilmesini istiyoruz.


101 yıllık Fenerbahçemiz’in tribünleri, bizlere dedelerimizden, babalarımızdan mirastır. Futbolun endüstriyelleşmesi ile birlikte kaybetmeye başladığımız tribün ruhunu yaşatmak adına elimizden gelen her şeyi yapmakta olduğumuzu ve bundan sonra da yapmaya devam edeceğimizi camiamıza bir kez daha duyuruyoruz.


Bütün bunların yanında, tribünlerimizde sadece maddi katkı yaparak yer alan seyircilerimize de saygı duyuyoruz. Ancak bizim onlara duyduğumuz saygı kadar, onların ve camiamızın da tribün ruhunu yaşatmaya çalışan bizlere saygı göstermesini bekliyoruz.


Çünkü biliyoruz ki tribünler, onu yaşatan taraftarlarıyla güzel.

1907 ÜNİFEB Fenerbahçe Derneği





gülümsüyorum tekrar
sonra karartı
sonra sesler
"vurdurtmayın lan kendinizi" diyor 10 yılda Feneri ihya edenlerin en büyüğü Fenerbahçe taraftarlarına
s.. olun gidin diyor taraftarına
sesimizi çıkarmıyoruz ,saygı gösteriyoruz hala başkanımıza
bizim karşılık vermemiz Fenerbahçe menfaatlerine zarar verir diyoruz

marşlar çınlıyor kulağımda
ilahi bir ahenk gibi
bırakıyorum kendimi tezahurat nehrine
haykırıyorum onlarla beraber..
sonra gerçek dünyadan havadisler geliyor

10 yılda takımı ihya edenlerce en fazla düşmanlık beslenen grup; Gönülden Fenere Bağlı olanlar bir bildiri yayınlıyorlar
mağduruz diyorlar ;seslerini duyurmaya çalışıyorlar
okuyorum tek tek her satırını



30 Temmuz 2008 Çarşamba günü kendi sahamızda oynadığımız Mtk maçı esnasında Maraton Üst E Blok'ta gerçekleşen ufak çaplı tartışmalar ve büyütülmeyecek olaylar sonucunda bugün itibariyle Sefa ağabeyimiz ve grubumuzdan bazı kardeşlerimize 1 yıl spor müsabakalarından men + para cezası getirilmiştir. İşin komik ve ilginç yanı ceza alan kardeşlerimizin içerisinde maçta olmayanlar, Migros Kale Arkası Tribünü'nde olanlar, olaylar esnasında koridorda namaz kılan ve daha henüz tribüne girememiş olanlar (Mtk maçına gelenler bilirler ki gişelerde ki yoğunluk yüzünden maça geç girenler olmuştu) yer almaktadır. Bu cezanın amacı GFB'ye karşı yapılan alışıla gelmiş ve ısmarlama oyunların son perdesidir. Fenerbahçe için yapmış olduğumuz her iyi işe bir gölge düşürmek amacıyla ve tribündeki varlığımızı sekteye uğratma amacıyla yapılmış bu tezgahlar artık maalesef kabak tadı vermiştir. Bu tarz hareketlerin ve yapılan bu yıpratma operasyonlarının artık GFB'den çok Fenerbahçe'ye ve tribünlerine zarar verdiğini görememek, göz yummak ve müdahale etmemek Fenerbahçe menfaatleriyle zıtlaşmaktadır. Amacı Fenerbahçe'ye hizmet eden bir grubu takdir etmek ve desteklemek yerine pasifize etmek Fenerbahçelilik'le ne derece bağdaşmaktadır?

Bizlere sahip çıkması gereken kişiler maalesef gerekli birimlerle iş birliği yaparak bu oyunları engellemek yerine bu oyunların başrolünde yer alarak bizleri hayal kırıklığına uğratmaktadırlar. Acaba bu oyunlar bizlere yapılan bazı teklifleri kabul etmediğimiz için mi olmaktadır? Aslında konuşmamız ve söylememiz gereken çok şey var ama yine de Fenerbahçe menfaatlerini göze alarak susmayı tercih ediyoruz ve takdiri kamuoyuna bırakıyoruz. Fenerbahçe camiasına yakın kişiler bu olayların iç yüzünü ve mağduriyetimizi bilmektedirler fakat kimse bu olaylara tepki verme cesaretini gösterememektedir. Aslında her zaman ki gibi üstümüze oynanan bu oyunlar bizleri birbirine daha çok kenetlemektedir.

Saygılarımızla,

Genç FENERBAHÇELİLER





gülümsüyorum
sonra hayaller..
bas bas bağırmışlardı geçen sene Migros'a kombine diye
verilmedi
onlar da daha önceki mekanlarına Maratona geçtiler
herkes gibi kombine alarak
ama herkes gibi muamele görmüyorlardı geçen sene 10 senede Feneri ihya edenlerin en büyüğünün Kill For You grubu üyelerine "polise veririm lan sizi" tehditlerini savurduğu Maraton Üstte
koridorlar bölünüyor
cam bölmeler yerleştiriliyor
taraftar birlik isterken bu bölme girişimi ne diye düşünüyorum
şaşmıyorum bu sefer

marşlar çınlıyor kulağımda
ilahi bir ahenk gibi
bırakıyorum kendimi tezahurat nehrine
haykırıyorum onlarla beraber..
sonra gerçek dünyadan havadisler geliyor

tüm Fener gruplarınca belki en fazla saygıyı gören,tribünlerin şah damarı KFY bildiri yayınlıyor
okuyorum soluksuz ve tüylerim diken diken olurcasına

30 yıla dayanan geçmisi ile KFY`nin takıma,taraftara, tribüne ve camiaya bakışı, duruşu herkesçe bilindiği gibi bir gün bile değişmemiştir. Fenerbahçe için varolan KFY, Fenerbahçe tribünlerinin düşürüldüğü duruma karşı yıllardır tepkisini açık ve net ortaya koymuştur.

Son günlerde yaşanan gelişmeleri değerlendirilecek ve şaşırılacak bir durum olarak görmüyoruz. Beklediğimiz gelişmeler olmuş ve tahminimizce de bu tatsız olaylar yaşanmaya devam edecektir.


Taraftarlık bilinci ve sorumluluğunda düşünen ve davranabilenlerin ortak endişesi olan tribünlerimizin geldiği son durum için maalesef ümitlenecek hiçbir soyut/somut adım ve çare göremiyoruz. Yıllarca üstüne koyarak geliştirdiğimiz, daha güçlü ve tek parça olması ve bunun yanında takıma, kulübe ceza aldırmamak adına verdiğimiz çabalar ile Avrupa dahil olmak üzere herzaman takdir alan tribünlerimizin, maalesef çok saygı duyduğumuz ama neden yaptığı konusunda en ufak bir fikir yürütemediğimiz başkanımız tarafından yok edilmesini üzülerek izliyoruz ve soruyoruz; nedir paylaşılamayan, nedir bu inatlaşma, nedir bu kavga, kime ne faydası vardır !!!
.... Geçtiğimiz sene ve bu son olayda, başkanımız tarafından tribün gruplarına veya tribüncü ruhu taşıyan renktaşlarımıza yapılan haksız itham ve hareketlerde, Fenerbahçemiz`in çıkarları için susmamız, sanıyoruz ki olaylara tepki vermediğimiz ya da bu yapılanların haklı olduğunu düşündüğümüz şeklinde bir tablo ortaya koymuştur. Bilinmesini isteriz ki; sessizliğimiz saygımızdır, tepkimizdir ve belki de ümitsizliğimizdir.

Kfy olarak bizler; daha sezon başlamadan tribünlerimize yapılan bu çok tatsız ve kasıtlı saldırılardan ve buna mağruz kalan arkadaşlarımıza karşı takınılan dostane olmayan tavırlardan son derece rahatsız ve o derecede üzüntülüyüz.

Tribüne her koşulda emek veren, yaz-kış, yurtiçi-yurtdışı demeden çubuklu formanın temsil edildiği her yere imkanları elverdiğince gitmeye çalışan ve yaşadığımız bu vahşi endüstriyelleşme sürecinde belki de en büyük sıkıntıları çekmesine karşın, Fenerbahçe mücadelesinde her zaman gururla yerini almış olan Genç Fenerbahçeli arkadaşlarımıza yapılan bu haksızlığı şiddetle protesto ediyoruz.



KFY




gülümsüyorum
gülümsemem daha da yayılıyor yüzümde
üzücü olaylar bunlar lakin gülümsüyorum
efsane maraton beliriyor gözlerimde
karartı var yine
ama bu karartı diğerlerine benzemiyor
bu bir duman
belli ki artık gayrık yeter denilmiş
belli ki artık 10 yılda Feneri ihya edenlerce stadın dışına gönderilmek istenenler biz buradayız diyorlar
karartı var yine
ama bu karartı diğerlerine benzemiyor
bu bir duman
ATEŞLER YAKILIYOR FENER İÇİN

o kaşları yıkık
çakmaktaşı gibi tribüncüler
efsane maraton şafağının kıyısında öylece duruyorlar
yüreklerinde katıksız güvenleri
yalın yüzlerinde haklı öfkeleriyle
öylece duruyorlar
dimdik
ve apaydınlık
..
ben bu gergin havaları her zaman sevdim


duman bulutu dağıldığında Efsane Maratonu göreceğimi düşünüyorum
huzurlu bir şekilde dudaklarımda tebessüm hayallere dalıyorum

marşlar çınlıyor kulağımda
ilahi bir ahenk gibi
bırakıyorum kendimi tezahurat nehrine
haykırıyorum onlarla beraber..
haykırıyoruz sonsuza kadar..

blog comments powered by Disqus